1 Eylül 2010

2010-2011 Haziran-Eylül Transfer Raporu

Mayıs ayında sezonu 3. Bitirerek iki sezon üst üste Şampiyonlar Ligi şansını kaçırmıştık. Takımın oynadığı oyun çoğu maçta tat vermemiş ve komple eleştirilen mevkilerimiz vardı.

Sezon sonunda yapılan değerlendirmelerde ortak kanı, takımın kanayan yarasının kale- defansif ortasahalar ve bekler olduğu yönündeydi (ki Şef Gümüş Kıvrım’da yazdığımız ilk yazılar da bunun üzerineydi).

Yönetim bu sezon biraz daha değişik bir transfer politikası ile başlattı transfer sürecini. Takımdaki kadro şişkinliğini azaltmak adına bazı oyuncuları bonservisleri karşılığında satarken, elindeki yıldızlarını da para ederlerken satma çabasındaydı. Sebebi artık hepimizin aşina olduğu Uefa kriterleri. Bu doğrultuda başlayan transfer sezonu bugün itibariyle kışa kadar bitmiş oluyor. Bu sürece önce tablo olarak bakalım.
 
 GELENLER   17 m €              GİDENLER        15 m €

L.Cana 4.5 m €                        M.Topal 5 m €

J.Pino 3 m €                             A.K.Keita 8.15 m €

S.Özkan -
Ali Turan -                               Emre Güngör 2 m TL
Insua 750k- kiralık                  Uğur Uçar 1.3 m TL
Misimoviç 7 m €                 
Musa Çağıran 500 k               Özgürcan - Erhan Şentürk- Murat Akca- Semih Kaya- F. Kocaoğlu
M.Battal -                               S.Eylik - Ç.Güngör (kiralık)
Çağlar Birinci 1.5 m €



Ortaya çıkan tabloya göre klüp ekonomik olarak zarar etmiş sayılmaz. Ortada 2 milyon € civarı bir zarar gözüküyor bonservis olarak. Sezon başında transfere 5 trilyon civarı para ayıracağımızı söyleyen yönetim sözünde durmuş gözüküyor. Peki izlenen politika, yapılan transferler doğru mu?


Kale çok sıkıntı çektiğimiz bir bölgeydi. Kaliteli bir kaleci transferi şarttı bizim için ama yapılmadı, belki yapılacaktı ama Avrupa’da olmayan bir Galatasaray’ın kalesinde herkes Ufuk’u görmek isterdi heralde. O yüzden şu anki durumda yanlış diyemiyoruz (Avrupa’da elendik yanlışın en büyüğü ki orası apayrı)

Bekler performans olarak tatmin etmiyordu ve transfere ihtiyaç vardı. Sabri’yi yedekleme adına Ali Turan, Hakan Balta’yı yedeklemek adına Çağlar ve Insua takviyeleri yapıldı. Elde Emre Güngör, Uğur Uçar gibi ne zaman ne yapacağı değilde ne zaman sakatlanacağı belli olmayan iki oyuncu ile yolları ayırıp yapılan bu 3 takviyeyi eleştirmek çok adil olamaz ( En azından şimdilik. Ali Turan takımın en istenmeyen oyuncusu gibi gözükse de, zamanla uyum sağlayacağını umuyorum ve inanıyorum).

Defansif ortasaha için geçen sezon Linderoth’u da gönderice Sarp, Barış, Ayhan ve Topal ile mücadele ediyorduk. Bu 4’lü içindeki en etkili olan Topal’ı gönderip yerine Cana takviyesi yapıldı. Bu bir transferden ziyade bir değişim olarak görülebilinir. Ortasahamızda oynayan 3’lü için bu isimlerden ilk 11’de maksimum bir kişi olmalı derken transfer yapmadan bu bölgeyi bu arkadaşlara emanet ediyoruz. Bu yönetimin intiharının sahaya yansımasıdır. 4-3-3’de Cana’nın yanına Elano- Misi monte etmek çok güçsüz yapacaktır orta 3’lüyü, o yüzden Barış, Ayhan, Sarp’lı ortasaha izlemeye devam edecek gibiyiz.


Yapılan diğer transferlere bakıldığında altyapının başarısızlığı ön plana çıkıyor. Herkesin büyük umutlar beslediği genç yetenekleri takasta kullanılarak, ve yine yeni yeniden kiraya vererek bir güzel harcıyoruz. Onları A takıma monte edemediğimiz içinde yerlerini bonservissiz yerli oyuncularla doldurmaya çalışıyoruz. Serdar Özkan, Ali Turan, Çağlar Birinci transferleri çok bariz örnekler bu konuda.

Sezona çok büyük bir handikapla başlıyoruz. Avrupa kupalarına kalamayan Galatasaray’da suçlamaların gittiği ilk adres yönetim oldu. 3 ay boyunca birçok isimle görüşüp transferi son 48 saate bırakmak büyük bir fiyasko oldu. Satmaya çalıştığımız Elano’yu satamayıp takımda tutmak saatli bomba gibi sonuç doğurmaz umarım. Herkesin kafasında olan bir soru da var. Bu kadar transfer yapana kadar eldeki 5 trilyona ortasahaya sağlam bir oyuncu alsak ve kiralık opsiyonuyla yine Insua’yı alsak kadro olarak şu ankinden kötü mü olurduk…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder