30 Ağustos 2010

Double Integral Çözülür mü?





Double integral mühendisin baş belasıdır çünkü tam tek integrali yeni öğrenmişken, yeniden ızdırab olur mühendise. Galatasaray'ın şu anda sorunlarını çözmek için doeble integrale ihtiyaç vardır. Birinci değişken yönetim, ikincisi ise transfer.

27 Ağustos 2010

Karpaty Lviv 1-1 Galatasaray / Avrupa Fatihi (?)

Bu maç için konuşulacak hiç bir şey yok.
Taktiksel bir yazı yazmanın haceti yok.
Karşında değil 10 kişi 15 kişi oynasada yenmen gereken bir rakip var, ama ruhunu kaybetmiş futbolcularla adamlar 5 kişi kalsa bile yeneceğimizi düşünemiyoruz..

26 Ağustos 2010

Karpaty Lviv - Galatasaray (Maç Öncesi)

Sezon başından gibi her şeyin ters gitmesi yetmezmiş gibi Ukrayna'ya Elano ve Kewell olmadan geldi Galatasaray. İlk maçtan önce yazdığım analizinden farklı olarak, bu maçta hem deplasmanda oynayacağız hem de ilk maça oranla daha zayıf bir kadro ile mücadele edeceğiz.

Bu sefer geriye düşsek de takımı motive edecek ateşlemeye çalışacak bir Kewell yok kadroda. Bir kaç maçtır durgun olan Kaptan Arda'ya bu maçta çok görev düşüyor. Artık kimin ne dediğini bırakıp, takımın kaptanı olduğunu hatırlaması ve omuzlarındaki yükün farkına varıp ona göre davranması lazım. Taraftarın bu maç için ondan başka umudu yok. Gerçekçi düşünürsek takımın nasıl oynayacağı tamamen onun performansıyla doğru orantılı gelişecek.

25 Ağustos 2010

25 Agustos 2000 [Süper Kupa Bizim]

Tam 10 sene önce Avrupa'daki 2.kupamızı kazanıyorduk.
25 Ağustos 2000... 
Galatasaray 2-1 Real Madrid.

24 Ağustos 2010

SABIR KÜPÜ GALATASARAY

Biliyorum herkes bu takımın kötülüğünü dinlemekten sıkıldı ve herkes nasıl çözülür yazıları yazmaya başladı. Bir tanede benden olsun :)

23 Ağustos 2010

Galatasaray - Bursaspor: 0 - 2 (Acizlik...)

Maçtan hemen sonra yazıyı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda kafamda bir türlü yazıya nasıl başlayacağımı oluşturamadım, takımda o kadar çok değinilecek nokta ve karışıklıklar var ki ve bunlarla beraber yine bir sürü anlam veremediğim olaylar oluyor ki, maçın ardından oluşan moralsizlik ve sinirden dolayı sabah nispeten daha sakin kafayla yazmaya karar verdim.

22 Ağustos 2010

Maç Öncesi: GALATASARAY - Bursaspor

Ligin 2.haftasında geçen sezonun şampiyonu ile karşılaşıyoruz. Geçen sezon gol dahi atamadığımız (1-0, 0-0) Bursaspor karşısında ne yazikki mutlak favori, olarak çıkmıyoruz maça.

21 Ağustos 2010

Hokus Pokus:Yine Yeniden Adnan Sezgin


Adnan Polat klasiğini yaptı ve adaşını yeniden göreve getirdi. Bu ikili bu seneki takımımızın günahını da sevabını da alacak iki isim. Geçmişi fazla irdelemeden,Sezgin'in geçmişine bakarsak kara lekelerden önümüzü göremeyiz(Bknz:İstanbulspor,prim), bu seneki icraatlara bir bakalım.

20 Ağustos 2010

Galatasaray 2-2 Karpaty Lviv... Daha Kötü Başlayamazdık

Galatasaray’da oynamanın gerekliliklerinin başında o ruhu sahada yansıtmak gelir. Kaliteli kadrolar kurmak, usta teknik hocalarla çalışmak başarının kesin çözümü olsaydı geçen sezon kupaları süpürmemiz gerekirken 2006’da şampiyonluk yerine ilk 3’ü zorlayan bir takım olmamız gerekirdi.

19 Ağustos 2010

Avrupalı GalataSaray [Derwall 1985– Fatih Terim 1996 dönemi]

Derwall’in teknik direktörlüğe gelişi ile her anlamda modernleşmeye başlayan Galatasaray’da artık Ali Sami Yen’in unutulmaz sözleri uygulanmaya başlanıyor ve Avrupa’da ses getiren galibiyetler çıkartılmaya başlanıyordu. O günlerde atılan tohumlar sayesinde ilerliyen yıllarda Şampiyon Klüpler Kupası yarı finali, UEFA ve Süper kupa zaferleri, Şampiyonlar Ligi Çeyrek finali ile beraber nice zaferler kazanılmıştı.

85-86 senesinde Derwall yönetiminde ilk Avrupa tecrübemizi kupa galipleri kupasında yaşıyorduk. İlk turda Widzew Lodz’u eleyen Galatasaray 2.turda o sezon yarı finale çıkan Uerdingen’e eleniyordu. 87-88 sezonunda Şampiyon Klüpler Kupasında, ilk turda Gerets’li kadrosuyla kupayı alacak olan PSV’e 3-0 lık maçın rövanşında efsaneler arasına geçmiş 2-0’lık galibiyete rağmen eleniyorduk. Rövanş maçı ile ilgili Şef Gümüş Kıvrım; takımın kaybederken çok şey kazandığını, ortaya koydukları irade ile neler yapabilecekleri kendileri de dahil olmak üzere herkese gösterdiğini söylüyordu.

18 Ağustos 2010

Galatasaray - FC Karpaty Lviv (Maç Öncesi Analiz)


Yıllarca menajerlik oyunları oynamama ve Avrupa Futbolu'nu elimden geldiğince takip etmeme rağmen Karpaty Lviv ismini ilk defa kura çekimi torbalarına baktığım zaman görmüştüm. Geçmişi hakkında hiçbir şey bilmediğim bu takım hakkında internetten elde ettiğim kısıtlı bilgi ve bugün Hürriyet'te çıkan Mircea Lucescu'nun bir kaç sözü dışında elimde çok da fazla bir şey yok.

16 Ağustos 2010

Sivasspor 2-1 Galatasaray… Hedefimiz Ne?

11’imiz. Aykut- Ali Turan,Servet,Neill,Balta- Sarp,Ayhan, Cana, Arda, Çolak, Kewell



Maç başlamadan önce kadrolar verildiğinde Battal-Baros ikilisinden biri yerine Kewell’i forvette gördük. Emre Çolak’lı ortasaha ne yapar, ortasahamız Cana ile nasıl oynar diye düşünerek başladık maça.



15 Ağustos 2010

1995-1996=?2010-2011




Sezon 1995-1996, Souness'ın ve futbolun ilahı İngiltere'den gelen 3 futbolcu transferiyle, takımın uçmaması için hiçbir neden yoktu. (Marsh, Venison ve Saunders) Ama ilk yedi haftada alınan G.B. ve Trabzon mağlubiyetleri sezonun geleceğini açık seçik gösteriyordu.


Kadroya bakarsak;

14 Ağustos 2010

Maç Öncesi: 1. Hafta Sivasspor-GALATASARAY

Geçen sezon o maçı yenseydik belki Şampiyon olucaktık belki 2. Olup Şampiyonlar Ligi’ndeydik. 93. Dakikda Mehmet Yıldız(takımızda görmeyi çok istemişimdir) tüm umutlarımızı çöpe attı.(Barış’ın yaptığı faül ve sonrasında gördüğü kırmızı kartı da unutmak elde değil, Bank Asya topçusu olduğunu o maçta da kanıtlamıştı) Sivaslılar’ın da şampiyon olmuş gibi sevindiklerini de unutmadık.
2010-2011 sezonuna, anlayacağınız üzere Sivas maçıyla başlıyoruz.

8 Ağustos 2010

JUPP DERWALL… Türk Futbolunun ve Galatasaray’ın kaderini değiştiren adam...

1984 yılı Galatasaray tarihi için çok önemli bir yıl olacaktı. Galatasaray teknik direktöreü Tomislav Ivic, sezonun açılmasına kısa bir zaman kala İtalya'dan teklif aldığını öne sürerek takımdan ayrılmıştı. Dönemin başkanı Ali Tanrıyar, -klübun bu günlere gelmesindeki payı yadsınamaz- takımın başına kısa sürede başarılı bir hoca getirmesi gerekmişti. Alp Yalman ve Faruk Süren Derwall ile görüşmek için Almanya'ya gitmiş fakat ısrarla hayır yanıtı almıştı en başlarda. Konuşmalar aşamasında İstanbul'a gelen Derwall; klübü, tesisleri, antreman sahalarını gördükten sonra yöneticilerin ona yaklaşımı ve klübun uzun vadeli bir değişim amaçlaması sonucunda Galatasaray'ın antrenörü olmayı kabul eder. 
1984 yılı

LORIK CANA(The ULTIMATE HARDMAN)



Geçen sezon başında, tüm Galatasaraylılar'ın efsane kadro olarak adlandırdığı takımın sezon sonu hüsranının üç sebebini önceki yazılarımızda anlatmıştık. Defansla forvetin arasındaki mesafeyi 65-70 metreye uzatan ortasahalarımızdan, teknik heyet ve yönetim de bıkmış ki(taraftar olarak biz zaten tükendik)ilk transfer olarak Lorik Cana'yı gördük.

OFK Belgrad - Galatasaray: 1 - 5 (Büyüksün Prekazi)


İlk maçta 2-0'lık skor avantajını koruyamayan Galatasaray, ikinci maça aynen ilk maçta olduğu gibi hızlı başladı. Güzel bir korner organizasyonundan gelen M. Sarp'ın kafa golü ve yine M. Sarp'ın orta saha da topu kapıp defansın arasına yolladığı topu Kewell'in gol yapmasıyla oluşan 2-0'lık skor ve çok geçmeden gelen Belgrad golü ile kafalarda ilk maçın etkisiyle soru işaretleri oluştu. İkinci yarının başında gelen OFK Belgrad baskısıyla takım defansında bocalamalar yaşayan takımımız, beklenmedik bir anda gele penaltı ve kırmızı kartla 3. golü bularak rahatladı ve rahatlığın getirmiş olduğu etki ile 4. ve 5. golleri bularak farklı bir skorla maçı bitirdi.

4 Ağustos 2010

GK, [DR-DL], DM

Öncelikle bek analizlerini yazdığım halde geç yayınladığım için özür dilerim. Takımda en önemli sorunlardan biri haline gelmiş fakat yaklaşık 7-8 senedir (Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Capone ve Perez'den beri) çoğunlukla vasatı aşamayan futbolcularla doldurduğumuz bu mevkiler maalesef bu transfer döneminde de çok dikkate alınmadı.

Teknik açıdan bakacak olursak iyi bir bekin görevi takımın oynadığı taktiğe ve sisteme göre değişebilir. Takımımızın oynadığı sistemde beklerin normalden daha önde oynayan kanat oyuncularına hücumda destek vermesi ve aynı zamanda defansa yardımı sınırlı olan bu oyuncuların defansif açıklarını da kapatması lazım. Bu açıdan baktığımızda kondisyonu iyi, geriye çabuk dönebilen ve kademeye girme becerileri yüksek bek oyuncularına ihtiyacımız olduğu ortaya çıkıyor.

Takımızın geçen sene ilk 11'de oynayan ve bu sene yine ilk 11 oynayacak gibi gözüken iki beki Sabri Sarıoğlu ve Hakan Balta'yı inceleyelim..

2 Ağustos 2010

[GK],DR-DL,DM

Ati'nin defansif ortasahaları değerlendirmesi, Mustafa Sarp'ı yermesinin ardından bizde kalecilerimizi değerlendirelim.
Geçen Seneki Takımımızın En Büyük Üç Sorunundan Biri Olan 

Kaleciler 
 Kalecilerin Nitelikleri;



*Sogukkanlılık
*Oyunu okuma (ceza sahası hakimiyeti)
*Yer tutabilme
*Yan toplar
*Refleks
*Topu oyuna sokabilme

Kalecilik için futbol sahasındaki en zor görev diyebiliriz, yaptıklarından ziyade yapamadıklarından dolayı yargılanırlar. Kalecilik o yüzden bir anlamda diş fırçalamak gibidir. Fırçalarsın fırçalarsın bir şey olmaz ama fırçalamadığında çürür, sorun çıkartır.(Cech-Nihat 2008)