İlk maçta 2-0'lık skor avantajını koruyamayan Galatasaray, ikinci maça aynen ilk maçta olduğu gibi hızlı başladı. Güzel bir korner organizasyonundan gelen M. Sarp'ın kafa golü ve yine M. Sarp'ın orta saha da topu kapıp defansın arasına yolladığı topu Kewell'in gol yapmasıyla oluşan 2-0'lık skor ve çok geçmeden gelen Belgrad golü ile kafalarda ilk maçın etkisiyle soru işaretleri oluştu. İkinci yarının başında gelen OFK Belgrad baskısıyla takım defansında bocalamalar yaşayan takımımız, beklenmedik bir anda gele penaltı ve kırmızı kartla 3. golü bularak rahatladı ve rahatlığın getirmiş olduğu etki ile 4. ve 5. golleri bularak farklı bir skorla maçı bitirdi.
Kısa maç özetinden sonra gelelim takımımızda ve oyun anlayışında değinilmesi gereken öenmli konulara. Sezonun bu ilk resmi karşılaşmalarında aynen geçen sene ki gibi maçlara çok hızlı başlıyoruz. Fakat ne oluyorsa bu hızlı başlangıçtan sonra birden takım savunmasında inanılmaz açıklar vererek zayıf rakipleri bile öyle pozisyonlara sokuyoruz ki formayı görmesek bu takım Galatasaray mı düye şüpheye düşmemek elde değil. Tabii bunda Neill ve Cana'nın henüz tam olarak hazır olmamalarının da etkisi büyük ama Galatasaray eskiden geriye düştüğü zaman takımdakiler endişeye kapılmaz ve soğukkanlılıklarını kaybetmezdi ama arka arkaya geçen iki başarısız sezonun da etkisiyle oyuncular önde oldukları zaman bile telaş yapabiliyorlar ve bunun neticesinde de hatalara zinciriyle golleri de yiyorlar. Bu maçta da yenilen gol ve arkasından verilen pozisyonlar bunu gösteriyor. Özellikle de defans oyuncularında maç içinde oluşan bir güven sorunu söz konusu. Gelecek transferler ve ligin başlamasıyla umarım teknik heyet bu soruna bir çözüm bulur.
Diğer yandan olumlu taraflara bakacak olursak, her ne olursa olsun 5-1'lik skor, Kewell'ın güzel oyunu, golleri ve sağlıklı gözükmesi, Arda'nın çok fazla gözükmediği maçta güzel bir gol atarak takımın yıldızı olduğunu ve her an her şeyi yapabilecek bir futbolcu olduğunu herkese göstermesi, yeni transfer Mehmet Batdal'ın resmi olarak golle buluşması gibi sevindirici durumlar da vardı.
Bir de başlıkta da belirtmiş olduğum gibi NTV'nin yapmış olduğu sürprizle Prekazi'ye maçı yorumlatması ve onun da samimi ve içten yorumlarıyla maça ayrı bir renk katması çok hoştu. Burada "Efsane 8 Numara" ile bir kaç söz de ben eklemek istiyorum. Benim Galatasaraylı olmamı sağlayan süreçte Prekazi'nin rolü çok büyük. Hatırladığım ilk Galatasaray golü Monaco maçındaki o efsane frikiktir, topu yere koyuşu gerilip birden koşarak topa vuruşu ve İlker Yasin'in "ve gol, ve gol, ve gol..." deyişi hala aklımdadır. Bu maçta yaptığı yorumlarıyla da Galatasaraylıların bir kez daha gönlünü fetheden bu muhteşem adama bir kez daha teşekkürler. BÜYÜKSÜN PREKAZİ !!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder