23 Ağustos 2010

Galatasaray - Bursaspor: 0 - 2 (Acizlik...)

Maçtan hemen sonra yazıyı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda kafamda bir türlü yazıya nasıl başlayacağımı oluşturamadım, takımda o kadar çok değinilecek nokta ve karışıklıklar var ki ve bunlarla beraber yine bir sürü anlam veremediğim olaylar oluyor ki, maçın ardından oluşan moralsizlik ve sinirden dolayı sabah nispeten daha sakin kafayla yazmaya karar verdim.



Öncelikle Galatasaray'da uzun yıllardan beri gözükmeyen bir kimlik bunalımı söz konusu. Zamanında harikalar yarattığımız ve her zaman bir başka oynuyoruz diye düşündüğümüz Avrupa maçlarından bile artık emin olamıyoruz. Çoğu kimse Avrupa'dan da eleneceğimizi düşünüyor. Taraftar 4 futbolcu(Arda, Kewell, Neill ve Baros) hariç kimseye güvenmiyor artık. Bu futbolculardan da bir veya ikisi gününde olmadı mı ne yazık ki aciz duruma düşüyoruz.

Bu sene çıktığımız en ciddi maç olan Bursaspor maçında da bu acizliğimiz açık bir biçimde ortaya çıktı. Topla daha çok oynayan taraf biz olmamıza ve bir çok pozisyon bulmamıza rağmen bizden daha net poziyonlar bulan, daha güvenli oynayan, daha net gol poziyonlarına giren ve bunun sonucunda golleri bulan taraf Bursaspor oldu. Açık bir şekilde gözüktü ki kendi evimizde oynamamıza ve taraftar desteği arkamızda olmasına rağmen -bunu söylemek çok acı ama- Bursaspor'a gücümüz yetmedi. Bursaspor geçen senenin şampiyonu ondan bu sonuç normal diyenler olabilir ama artık ligimizde Eskişehir, Kayseri, Gaziantep, Trabzon gibi belli bir düzeyin üstünde ve her zaman tehlike yaratabilecek takımlar mevcut.

Yukarıda saydığımız deplasmlanlar kolay deplasmanlar değil ve ne olursa olsun artık favori bu maçlara Galatasaray olarak favori çıkmayacağız. Önceki sezonlar performansımız nasıl giderse gitsin bizden korkan ve defansif oynayan takımlar artık daha rahat çıkıyorlar karşımıza ve çıkmaya devam edecekler ve yine ne yazık ki bize karşı tedbirsiz ve daha rahat oynayan takımları neye uğradığına şaşırtacak bir takımımız ve kadromuz yok. Rijkaard'ın geçen sene sonunda söylediği gibi özellikle orta sahada kalitesiz bir kadromuz var. Takıma takviye yapılması gerekirken eldeki iyi oyuncularımızı da yolladık ve yerlerini dolduracak transferleri ne yazık ki henüz (transferin bitimine 8 gün kaldı!!) gerçekleştiremedik.

Takım şu anda Arda-Kewell-Baros üçlüsünün yapacaklarına bakıyor. Bu 3 oyuncudan bir veya ikisi kötü oynadı mı takım hiçbir varlık ortaya koyamıyor. Dün Arda kötü oynadı ve Baros da son vuruşlarda her zaman ki başarısını gösteremedi ve bunun sonucu gol bulamadık. Artık şu bir gerçek ki berbat bir orta sahamız var, ne hücuma ne de defansa hiç bir yararları yok, etkili pasları yapamıyorlar, top kapamıyorlar ve kademeye giremiyorlar. Aynı şekilde takımda alternatif bile olamayacak bir bek ikilisine sahibiz. Şu anda transfer olmadan vaziyet çok kötü, takımda diğer takımlarla mücadele edecek kalite ne yazık ki mevcut değil. Şu anda Türkiye Süper Ligi'ndeki her takımda Ayhan-M.Sarp-Barış üçlüsünden daha iyi en az 2 orta saha oyuncusu mevcut durumda. Bu durumun geleceği geçen sezonun sonundan ve transferlerin gecikmesinden belliydi.

Maçtan sonra 2. Başkan Mehmet Helvacı'nın televizyonlardaki bütün konuşmalarını dinledim. Hukukçu kimliğinin verdiği tecrübeyle gayet rahat ve sakin bir biçimde bütün sorulara açık yüreklilikle ve samimi cevaplar verdiği düşüncesindeyim. Benim yukarıda çizdiğim karamsar tablo için henüz çok erken olduğunu ve takımın sezonu geç açtığının ve hazır olmadığının farkında olduklarını belirtti. Bu 8 gün içinde 2 tane transferi bitireceklerini de ekledi. Hatta benim sözlerinden anladığım kadarı ile transferler bitmiş ve bugün yarın açıklanacak bir havası vardı. Ek olarak Frank Rijkaard'la ilgili herhangi bir tasarrufları olmadığını da ekledi. Bu noktada kendisine katılıyorum. Bu orta saha ve savunma düzenine hangi teknik direktörü getirirseniz getirin herhangi olumlu bir sonuç elde edemezsiniz. Çünkü saydığımız oyuncuların takımda alternetifleri bulunmamakta. Mehmet Helvacı ile ilgili son olarak belirtmek istediğim durum, keşke diğer yöneticiler de kendisi gibi bir yöneticilik duruşu sergileseler ve biraz basiretli olsalar.

Takıma yapılacak takviyelere gelince tahminen bir orta saha ve bir stoper oyuncusu ya da iki orta saha oyuncusu alınacak. Ancak ben ne yazık ki bunların yeteceğini düşünmüyorum. Takımda çok ciddi bir bek problemi var. Sabri dönünce sağ beki iyi kötü götürür ama bu takıma mutlaka bir sol bek lazım. Hakan Balta ve Ali Turan bu takımda bek alternatifleri bile olamayacaklarını şimdiye kadar açıkça gösterdiler. Bu saatten sonra artık maliyeti ne olursa olsun gerekirse 10-15 Milyon € verilip gerekli transferler yapılmalı. Bana kalırsa 2 transfer yetmez ama alınacaksa bu takıma Ledesma ve Drenthe şartlar ne olursa olsun alınmalı.

Benim bu sene ile ilgili umudum hiç kalmadı, 2 tane oyuncu alınsa bile bence yine Şampiyonlar Ligi'ne kalma mücadelesini anca yaparız ve Avrupa Ligi'yle yetiniriz diye düşünüyorum. Ama bu 2 transferde kaliteli ve ne yapacağı belli isimler olmazsa maalesef orta sıraları ve tarihimizin en kötü derecesi olan 6.lığı bile zor yakalarız. Frank Rijkaard yönetimin talimatıyla takımı kampa almaya başladı. Umarım transferler gelince 4-4-2'yi denemeye çalışır. Çünkü bu takımın 4-3-3'te zorlandığı açıkça ortada ve bütün sezonu kaldıracak durumda gözükmüyor.

Benim gözümden durum böyle ama çoğu kişinin de benden çok da farklı düşündüğünü zannetmiyorum. Umarım yapılacak transferler kaliteli isimler olur ve takım ileride yaptığı baskı ve top tutma kabiliyetiyle defansif zaaflarını bir kısım da olsa kapatır konuma gelir. Ama ne yazık ki buna olan inancım da çok az. Umarım boş geçen bu seneden sonra mecburen yapılacak olan takımın yeniden yapılanması sağlıklı ve düzenli bir şekilde gerçekleşir.

1 yorum:

  1. 2 maçtır Göteborg maçlarını anıyoruz birlikte.
    10 küsür korner atıp sadece 1 tanesinde karambolden pozisyon çıkartıyorsan bu işte bir yanlışlık vardır, hemde büyük bir yanlışlık.

    Maça bu sefer iyi başladık. Parçalının ruhumudur, artık takımın yusuflamasımıdır bilmem ama toplara basan, rakibi çıkartmayan bir oyun sergiledik. Zaten fizik kondisyonumuz düşük, 1 haftadır dinlenen rakibe karşı 3 gün önce maç yapmış olarak çıkıyoruz. Sen Galatasaray'sın, at ilk yarı golünü, devreye rahat gir. 2.yarı da oyuncu değişiklikleriyle saldıran Bursa'ya kes cezanı.
    Baros biraz gününde olsa yapıcaktık bunları ama olmadı.

    4-3-3 den vazgeçmeyecez hiç bir şekilde herhalde. Zaten forvet yedeğimiz bile yok 4-4-2 oynuyor olsak.
    Ortasahaya Cana'ya yardım edecek, hücuma top aktarabilecek Elano'nun daha yırtınanı saldırganı bir oyuncu şart, alacaklardır elbet birini...
    Drenthe ismi geçiyor ya gündemde, şu Hakan Balta'yı gördükten sonra Drenthe'yi çok ister oldum. Sağ kanatı ver Drenthe'ye, solda da Sabri idare edecektir ( ).

    Takviye yapmaz isek eldeki kadro ile değil Frank bütün teknik direktörler toplansa birşey çıkartmak güç.
    1 Eylül itibariyle oluşacak tablo çok mühim. Puan tablosu değil tablo dediğim kadro tablomuz...

    Hakeme denilecek hiçbirşey yok. 4-4lük maç yönetse de belki kaybedecektik ama orada Volkan'a sarı kart vermeyene sormak gerek zürafa sokaktanmısın diye.

    YanıtlaSil